Frida Khalo biyografisi
Magdalena Carmen Frida Kahlo y Calderón, 6 Temmuz 1907’de Macaristan’dan Mexico City’ye göç eden Alman-Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi, ancak devrim ve yeni Meksika ile birlikte 1910’da doğduğunu iddia etti.
ÇOCUKLUĞU VE ERGENLİĞİ
Frida babası için “Babam sayesinde harika bir çocukluk geçirdim, aslında çok hasta olmasına rağmen (her bir buçuk ayda bir epilepsi nöbeti geçiriyordu) benim için tüm sorunlarıma karşı muhteşem bir şefkat, beceri ve hepsinden önemlisi anlayış modeliydi” dedi. Annesi için çok nazik, aktif ve zeki ama aynı zamanda hesapçı, acımasız ve fanatik dindar olduğunu söyledi.
6 yaşındayken Frida çocuk felci hastalığına yakalandı: sağ ayağı ve bacağı deforme oldu, öyle ki Frida onları önce pantolonla, sonra da uzun Meksika etekleriyle sakladı. Çocukken diğer çocuklar ona “Frida pata de palo” (tahta bacak) lakabını taktı, ancak büyüdükçe egzotik görünümüne hayranlık duyuldu.
1922’de, Meksika’nın Alman okulu Colegio Alemán’daki ortaokuldan sonra Frida, doktor olmak amacıyla Escuela Nacional Preparatoria de Mexico’ya kaydoldu.
O zamanlar Frida, Eğitim Bakanı Vasconcelos’un milliyetçi sosyalist fikirlerini destekleyen ve eğitim reformları talep eden bir grup öğrenci olan “cachuchas “ın bir üyesiydi; ayrıca figüratif sanatlara ilgi duyuyordu ancak henüz sanat alanında bir kariyer yapmayı düşünmemişti.
Kaza
17 Eylül 1925’te Frida Kahlo’nun erkek arkadaşı Alejandro Gomez ile birlikte okuldan eve dönerken bindiği Coyoacán otobüsü bir tramvayla çarpıştı.
“Alejandro ile birlikte otobüse bindim,” diyor. Kısa bir süre sonra, otobüs ve Xochimilco hattındaki bir tren çarpıştı… Garip bir çarpışmaydı; şiddetli değil, ama donuk, yavaş ve herkesi öldürdü. Herkesten çok ben öldüm. Çarpışmanın farkında olduğunuzu söylemek doğru değil, ağladığınızı söylemek de doğru değil. Ben hiç gözyaşı dökmedim. Çarpışma
bizi ileri doğru sürükledi ve tırabzan bir boğaya saplanan kılıç gibi içimden geçti.”
Frida tramvayın metal çubukları arasında kalır. Tırabzan kırılır ve tam içinden geçer…. Alejandro onu kaldırır ve Frida’nın vücuduna bir metal parçası saplanmış olduğunu görür. Bir adam Frida’nın vücuduna dizini koyar ve metal parçasını çıkarır.
İlk ciddi teşhis kazadan bir yıl sonra gelir: üçüncü ve dördüncü bel omurlarında kırık, leğen kemiğinde üç kırık, sağ ayakta on bir kırık, sol dirsekte çıkık, sağ kalçadan girip cinsel organdan çıkan ve sol dudağı yırtan bir demir çubuğun karın bölgesinde açtığı derin yara. Akut peritonit. Hastaya 9 ay boyunca alçı atel takması ve taburcu olduktan sonra en az 2 ay boyunca tam yatak istirahati reçete edilir.
“<
/p>
“Babam uzun yıllar boyunca… bir kutu yağlı boya, eski bir bardakta birkaç fırça ve bir palet saklamıştı… uzun süre yatakta kalmak zorunda olduğum dönemde fırsattan istifade ederek babamdan bunları bana vermesini
istedim…. Alçı büst dik durmama izin vermediği için annem yatağıma sabitlenmek üzere bir şövale hazırlattı. Böylece ilk resmimi yapmaya başladım.”
Frida’nın annesi Matilde, daha sonra Frida’nın yatağını sayvanlı bir yatağa dönüştürdü ve üzerine büyük bir ayna monte etti, böylece hareketsiz olan Frida en azından kendini görebilecekti.
Böylece bize onu hatırlatan otoportreleri doğdu; gözleri, kuş kanatları gibi burnunun köküyle birleşen özellikle belirgin kara kaşlarının hakimiyetindeydi: “Kendimi resmediyorum çünkü yalnız çok zaman geçiriyorum ve çünkü en iyi bildiğim konu benim”.
TABULARI KIRAN ESERLER
Bu temsillerle Frida, kadın bedeni ve cinselliği hakkındaki tabuları yıktı. Gelecekteki kocası Diego Rivera, onun için “sanat tarihinde sadece kadınları ilgilendiren bu genel ve özel temaları mutlak ve amansız bir açık sözlülükle, acımasız ama aynı zamanda sakin bir şekilde ele alan ilk kadın” diyecekti.
Aylar
geçtikçe Frida kendini artan bir farkındalıkla resim yapmaya adadı. Yavaş yavaş ilerledi, sağlığının elverdiği ölçüde, oturabildiğine ya da uzanabildiğine bağlı olarak küçük dozlarda ve küçük formatlarda üretti. “Resimlerim iyi boyanmış, hafifçe değil sabırla. Resimlerim acının mesajını taşır.”
Bir yıldan uzun bir süre sonra, 1927’nin sonlarına doğru iyileşti ve çeşitli büstlerin neden olduğu ağrılara ve çeşitli ameliyatlardan kalan yara izlerine rağmen oldukça normal bir yaşam sürmeye başladı.
FRIDA KHALO : TAMAMEN BİSEKSÜEL BİR SANATÇI
1928’de Frida, akademizmden uzak ve popüler ifadeye bağlı bağımsız bir Meksika sanatını destekleyen bir grup sanatçı ve entelektüele katıldı: Duvar resminde ifadesini bulan Meksikacılık, eğitici amaçları ve okuma yazma bilmeyen kitlelere ulusal hikayeyi anlatma olasılığı nedeniyle Devlet tarafından özellikle teşvik edildi.
Frida ise fikirlerini ve duygularını ifade etmek için kendi figüratif dilini yarattı. Eserlerinde yer alan dünya, her şeyden önce Meksika halk sanatına ve Kolomb öncesi kültüre dayanır; halkın inancına dayanan popüler adak imgeleri, şehitlerin ve Hıristiyan azizlerin temsilleri vardır. Frida otoportrelerinde kendini neredeyse her zaman kır giysileri ya da Kızılderili kostümleri içinde betimler. Meksika flora ve faunası, kaktüsler, orman bitkileri, maymunlar, itzcuintli köpekleri, geyikler ve papağanlar eserlerinde görülebilir.
1928’in başında, öğrenci hareketinden arkadaşlarından German del Campo onu, fotoğrafçı Tina Modotti ile ilişkisi olan ve Meksika’da sürgünde bulunan Kübalı komünist Julio Antonio Mella’nın etrafında toplanan bir grup gençle tanıştırdı.
Frida’yı çok ünlü bir ressam ve duvar ressamı olan Diego Rivera ile tanıştıran Tina’ydı, ancak ikisi aslında 1923 yılında Diego Bolivar amfitiyatrosunda çalışırken tanışmışlardı. Diego bu kızı “… alışılmadık bir asaleti ve kendine güveni vardı ve gözlerinde garip bir ateş parlıyordu” diye hatırlıyor.
Frida Khalo & Diego Rivera
Frida Diego ile
ikinci kez karşılaştığında, Diego ağır, devasa bir adamdır ve Diego ona “fil” diyerek alay eder: Diego daha önce iki kez evlenmiştir ve dört çocuğu vardır.
21 Ağustos 1929’da evlenirler.
Frida
22, adamsa neredeyse 43 yaşındadır.
Kazanın neden olduğu pelvik malformasyon nedeniyle Frida hamileliklerini sonlandıramaz. Düğünden üç ay sonra Frida kürtaj yaptırmak zorunda kaldı. Bu ilk kez oluyordu. Kasım 1930’da Frida ve Diego sanatsal ve politik nedenlerle dört yıllığına Amerika Birleşik Devletleri’ne taşındı. Detroit’te Frida ikinci kez hamile kaldı, ancak pelvisindeki kemiklerin üçlü kırığı bebeğin düzgün bir şekilde tutulmasını engelledi. Frida, kötü fiziksel durumuna ve içerdiği risklere rağmen bebeği doğurmaya karar verdi. Ancak 4 Temmuz’da bebeği düşük yaparak kaybetti.
1934’te Meksika’ya döndüklerinde Frida üçüncü kez kürtaj yaptırmak zorunda kaldı ve bu arada Frida’nın kız kardeşi Cristina da dahil olmak üzere başka kadınlarla birkaç ilişkisi olan Diego’dan ayrıldı.
Frida Khalo ve politika
Frida diğer erkek ve kadınlarla ilişkiler yaşamaya başlar. Lgbt hareketi icat edilmeden ve lgbt bayrağı havada dalgalanmadan önce bile biseksüel bir sanatçı olarak kabul ediliyordu.
Ayrıca politik olarak da çok aktifti.
1936’da İspanya’da iç savaş patlak verdi ve Frida’nın arkadaşı Tina Modotti hemen Moskova’dan İspanya’ya giderken, Frida İspanya Cumhuriyeti’ni savunma mücadelesine uzaktan katıldı, toplantılar düzenledi, mektuplar yazdı, cepheye göndermek için temel ihtiyaç malzemeleri, giysi ve ilaç paketleri topladı. 1940’lara gelindiğinde Frida’nın ünü o kadar yayılmıştı ki eserleri Meksika’da düzenlenen hemen her karma sergide talep görüyordu.
1943’te, diğer sanatçılarla birlikte yeni popüler ve liberal sanat okulu Esmeralda’da ders vermesi istendi. Sağlık nedenleriyle Frida kısa süre sonra kendi evinde ders vermek zorunda kaldı. Yöntemleri alışılmışın dışındaydı.
1950’de yedi omurga ameliyatı geçirdi ve dokuz ay hastanede kaldı. 1951’den sonra ağrıları, ağrı kesici almak dışında çalışmasını engelledi, bu da belki de daha yumuşak, daha az hassas fırça darbelerini, daha kalın renkleri ve daha kesin olmayan detay uygulamalarını açıklıyor.
1953’te, arkadaşı fotoğrafçı Lola Alvarez Bravo tarafından düzenlenen ilk kişisel sergisinde, doktorlar ayağa kalkmasını kesinlikle yasakladığı için bir yatakta yatarak yer aldı. Frida’nın dört direkli büyük yatağını Mexico City’nin merkezine taşımak Diego’nun fikriydi. İlaçlardan başı dönen Frida, partiyi yatağından izledi, içti ve kalabalıkla birlikte şarkı söyledi. Aynı yılın Ağustos ayında doktorlar sağ bacağının dizine kadar kesilmesine karar verdi.
1954 yılında zatürreye yakalandı.
Nekahat döneminde, 2 Temmuz
günü,
ABD’nin Guatemala‘ya müdahalesine karşı düzenlenen bir gösteriye katıldı ve barış mesajı içeren güvercin sembollü bir pankart taşıdı.
47. doğum gününden yedi gün sonra, 13 Temmuz gecesi Casa Azul’daki evinde akciğer embolisi nedeniyle hayatını kaybetti.
Ölümünün arifesinde, “Seni yakında terk edeceğimi hissediyorum” sözleriyle Diego’ya gümüş evlilik yıldönümleri için bir hediye vermişti.
Pulmoner emboli nedeniyle ölen ilk kadın oldu.